Anasayfa » UZAY ARACI VE FÜZE MOTORLARIN DAYENİ GELİŞMELER
Teknoloji

UZAY ARACI VE FÜZE MOTORLARIN DAYENİ GELİŞMELER

Mayıs 2021’de NASA’nın yeni Uzay Ateşleme Sistemini içeren yeni bir füze için Kennedy Uzay Merkezinde birleştirme çalışmaları başlatıldı.

Her uzay aracı üç ana motordan güç alır. Bu motorlar uzay aracının fırlatma rampasından hareket etmesiyle beraber kalkışa destek sağlamak için sekiz buçuk dakika boyunca çalışmaya devam eder. Katı füzelerin bitmesiyle birlikte ana motorların itici güç etkisi uzay  aracını altı dakikada 27.358 km/s hıza çıkararak yörüngeye ulaşmasını sağlar. Bu sırada motorlar yaklaşık 37 milyon beygir gücü üretir. Motorların türbin dönüş hızı ise otoyolda hızla seyreden normal bir araca kıyasla 13 kat daha fazladır.

Yeni bir motor ve füze tasarımı arayışına girişen ABD Hava Kuvvetleri, ilk kez özel sektör şirketlerini de sürece dahil etti. Yeni tasarımı gerçekleştirme konusunda bu alanda ciddi rekabet içinde olan beylikdüzü escort SpaceX, Blue Origin, United Launch Alliance (ULA) ve Northrop Grumman firmaları arasından iki firma belirleyerek ilerleme kararı aldı. Ateşlemeler için ULA Vulcan (Blue Origin BE-4 motoruna sahip bir füze) ile SpaceX’in Rap- tor füzesi kullanılmasına karar verildi.

2022’de başlayacak ve dört yıl sürecek ateşleme görevleri için yıllık bir milyar dolarlık bir sözleşme imzalandı. Boeing ve Lockheed Martin ortaklığı olan ULA ile SpaceX için ateşleme başına 100 milyon dolarlık bir bütçe planlıyor.

Uzay araçlarında geleceğin motor teknolojileri

Geleceğin uzay operasyonlarında kim- yasal tepkimeli uzay aracı motorlarının yerini yeni nesil temiz enerjili motorların alması bekleniyor. Özellikle Mars görevlerinde dokuz ay süren yolculuğun kısaltılması için güneş enerjisi, nükleer enerji ve iyon itiş motorlarıyla yapılan araştırmalar umut vadediyor.

Güneş enerji sistemli itici motorların uzaya çıkıldıktan sonra temiz enerji kaynağıyla hareket imkânı sunması olumlu bir etki iken, tasarlanması gereken uzay aracının çok hafif olma gerekliliği ve düşük itici güç etkisiyle yolculuğun daha da uzun sürme riski daha çok araştırma ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Kargo taşımacılığı için otonom olarak kullanılabilecek bu motorların günümüz şartlarında kargoyu Mars’a iki buçuk yılda teslim edebilmesi bekleniyor. Nükleer enerji motorları  ise  katı  yakıtlı motorlarla yüzeyden havalandıktan sonra uzayda kullanılması için tasarlanıyor. Bu motor bünyesindeki küçük bir nükleer reaktör likit hidrojeni gerekli sıcaklığa çıkararak enerjiyi sağlıyor. Seyahat süresinin 60 gün altına inmesi problemin çözümünde kritik bir rol oynuyor. Araştırmacılar ise simülasyonlarda şimdilik ancak 90 güne inebildiklerini açıklıyor.

Uzaydaki uydularda kullanımda olan iyon itiş motorları ise uzay seyahatlerin- de gelecekte büyük önem kazanma potansiyeli gösteriyor. Zaman içinde yüksek hızlara çıkabilen tasarımlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Günümüz teknolojileri henüz hızlanma konusunda zayıf kalırken, iyon itiş motorları geleceğin elektrikli uzay araçları teknolojileri için en güvenilir ve iyi tercih olarak nitelendiriliyor.

Avrupa Uzay Ajansı tarafından ise iyon motorlar arasında “havayla” çalışan bir motor geliştiriliyor. ESA’daki mühendisler alt Dünya yörüngesindeki bir uzay aracının atmosferden hava moleküllerini çekmesi ve ardından onları iyonize ederek iyon motorlu taşıtı fırlatmasını planlıyor. Böylece taşıtın herhangi bir itici gaz taşıması  gerekmiyor.  Dahası uzay aracı elektriğini sınırsız bir güç enerjisinden ve yakıtını da atmosferden almış oluyor ve uzun süre yakıt ikmali yapmadan çalışabiliyor.

Yeniden kullanılabilir füzeler, uzay araçları ve fırlatma sistemleri geleceğin yeni nesil uzay yarışında büyük rol oynayacak gibi görünüyor. Daha temiz enerji kaynaklarına erişimin de artmasıyla yüksek itiş güçlü yeni nesil motorlar, Ay ve Mars’a yolculuğun kapısını aralıyor.

Coverage

İNSAN-DOĞA-TEKNOLOJİ BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE YAŞANAN GELİŞMELERİ İZLEMEYE VE POZİTİF BİR BİRİKİM OLUŞTURMAYA ÇABALIYORUZ.

Yorum yaz

Yorum yazmak için buraya tıklayınız