Anasayfa » METAVERSE İNSANLARA GEÇEKTEN YARDIMCI OLABİLİR
Teknoloji

METAVERSE İNSANLARA GEÇEKTEN YARDIMCI OLABİLİR

Bu genellikle teknoloji elitleri tarafından kullanılan bir slogana benziyor.  Ancak metaverse, ağrı yönetimi, yas ve sistemsel önyargı hakkındaki fikirlerinizi değiştirme konusunda gerçek anlamda bir potansiyel barındırıyor.

MIT’nin Technology Review dergisindeki yazısında  John David N. Dionisio son ayların çok ilgi çeken konusu metaverse’ü inceliyor. John David N. Dionisio, Loyola Marymount Üniversitesi Bilim ve Mühendislik Okulu Bilgisayar Bilimleri profesörüdür.

“Metaverse” terimini ilk kullanan, 1992 tarihli Snow Crash romanıyla Neal Stephenson oldu. Ancak William Gibson’ın 1984 tarihli Neuromancer romanının “siber uzay”ını da içeren alternatif elektronik âlemler kavramı çoktan yerleşik hale gelmişti.

İnternet olarak düşündüğümüz şeyin aksine, metaverse çok sayıda kullanıcı tarafından paylaşılan, avatarlar üzerinden birbirinizle etkileşime girebileceğiniz üç boyutlu, sarmalayıcı bir ortamdır. Metaverse, doğru teknolojinin de yardımıyla, kendinizi iş, oyun, ticaret, dostluk ve sevgi unsurlarını da barındıran gerçek hayatta gibi hissetmenizi sağlayabilir; başlı başına bir dünya.

Metaverse’ün belki de en bilinen prototipi, adından da anlaşılacağı gibi, alternatif bir varoluş sunan çevrimiçi sanal dünya Second Life’tır.

Başka oyunların da kendi çaplarında metaverse’ler yarattığı söylenebilir: World of Warcraft, Everquest, Fortnite, Animal Crossing. Bu oyunların her biri (tüm duyuları tamamen harekete geçirmeyi başaramasalar da) kendilerince sarmalayıcı bir dünya versiyonu barındırır. Kullanıcıların birçoğu bu oyunları dışarıdan bakarak deneyimler: Önlerinde ortada bir ekran, iki yanında hoparlörler vardır. Eylemlere oyuncunun el ya da ayakları değil, klavye, fare, dokunmatik fare ya da oyun kumandaları aracılık yapar.

Teknoloji bunu değiştirmeye başlıyor. Yüksek çözünürlüklü ekranlar, sanal gerçeklik başlıkları ve gözlükleri, surround ses sistemi ve uzamsal sesler, gerçek anlamda çok daha sarmalayıcı deneyimleri erişilebilir hale getiriyor. Kameralar üç boyutlu hale geliyor, basit mikrofonlar yerlerini sesi çok daha derinlemesine yakalayan mikrofon gruplarına bırakıyor. Sanal nesneleri gerçek dünyaya taşıyan artırılmış gerçeklik, tamamen sanal ve analog ya da reel deneyimler arasında bir köprü işlevi görüyor. Çok dokunuşlu ekranlar, dokunma hissi veren teknolojiler, kontrol eldivenleri ve diğer giyilebilir cihazlar sayesinde, dokunma hissinin yaratılması konusunda da ilerlemeler sağlanıyor. Industrial Light ve Magic’s Stagecraft benzeri sizi saran ortamlara şu an itibarıyla belirli sektörler erişebiliyor. Ancak birçok kişi, teknolojinin tipik benimsenme ve ticarileşme döngüsüyle birlikte, kullanımın yaygınlaşacağını düşünüyor.

Teknoloji devleri değerlendirme sürecinde

Metaverese’ün ana fikrini birçok oyunda görebilirsiniz. Ancak, bazı teknoloji CEO’larının metaverse’ün işlerine yarayabileceğini açıkça konuşmaya başlamasından anlaşılacağı gibi, bu durum değişecek gibi görünüyor. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ve Microsoft CEO’su Satya Nadella, olasılıklar konusunda kafa yorduklarını açıkladı.

Zuckerberg kendi metaverse versiyonuna “bedenli internet” diyor: Facebook’un aşina olduğumuz topluluklarına, fotoğraflarına, videolarına ve ürünlerine benzeyen bir sistem hayal ediyor. Ancak, Zuckerberg’in vizyonunda içeriğe bakmak yerine kendinizi içeride, içerik tarafından kuşatılmış gibi hissedeceksiniz; muhtemelen Facebook’un sahip olduğu Oculus Sanal Gerçeklik gözlükleri gibi teknolojilerle sunmayı hedeflediği bir deneyim.

Nadella ise Microsoft’un Azure bulut hizmetlerini ve diğer hizmetleri “metaverse yığışımı” olarak adlandırıyor. Kullanıcıların verilerle, süreçlerle ve birbiriyle gerçek hayattaki gibi kapsamlı ama daha hızlı ve esnek şekilde temas kurabileceği bir sisteme atıfla “dijital ikiz” terimini kullanıyor. Microsoft’un Surface ve HoloLens teknolojileri, Oculus’un Facebook’ta oynayacağı rolü üstlenecek.

Bu vizyonların semeresini verdiğini farz edelim. Bu iyi bir şey mi olacak? Geleneksel internetin yol açtığı dezenformasyon ve mahremiyet kaybı düşünülürse, büyük teknoloji şirketlerinin metaverse’de yapacaklarına kuşkuyla yaklaşmak çok mantıklı. İnternet ve sosyal medya gibi, metaverse de kötüye kullanılabilir ve de kullanılacaktır. Deepfake teknolojisi şimdiden fotoğraflardan ayırt edilemeyecek görüntüler üretebiliyor. Bunun çok daha azı bile insanları yanlış yönlendirmeye yetebilir. Sarmalayıcı bir ortamın ne kadar etkili olabileceğini siz düşünün.

Peki ne açıdan iyi?

Ancak, bu önemli soru işaretleri bir yana, metaverse’ün bize destek olma konusunda yapacağı çok şey olduğuna inanmak için de nedenlerimiz var.

Metaverse’ler şimdiden potansiyel müşterilerin gayrimenkulleri ve eşyaları (mobilyalar, Apple telefonlar ve bilgisayarlar gibi) deneyimlemesini sağlamak amacıyla kullanılıyor. Ancak bu işlevler esasa ilişkin değil, olsa iyi olur türünden şeyler. Gerçek anlamda sarmalayıcı bir metaverse bunun çok daha ötesine geçebilir.

Her şeyden önce, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete ve ağrı gibi şeylerin tedavisinde kullanılabilir. Washington Üniversitesinin yanık kurbanlarına, Los Angeles Çocuk Hastanesinin pediatri hastalarına, Cedars-Sinai Hastanesinin gebe kadınlara yönelik programları, sanal gerçekliğin ağrıyı somut bir şekilde azaltabileceğini gösteriyor. Bu inisiyatiflerde hastaların tek başına bağlandığı sentetik ortamlar kullanılıyor; aile üyeleri ve bakıcıların da “bağlandığı” gerçek anlamda metaverse’ler ilave faydalar da sağlayabilir.

Büyük Buhran dönemi, sıradan insanlara COVID-19’un ekonomik etkilerinin azaltılmasında söz hakkı verilmesi konusunda dersler içeriyor.

Sarmalayıcı ortamlar insanların normalde erişemeyeceği şeyleri deneyimlemesine de yardımcı olabilir. Rensselaer Teknik Üniversitesi ile Penn Eyalet Üniversitesinin projeleri, insanların küresel ısınmanın geri döndürülemez sonuçlarını tüm duyularıyla deneyimlemesini sağlayarak, iklim değişikliği konusundaki tavırlarını değiştirmeyi hedefliyor.

Sarmalayıcılık, insanların birbirlerini anlayabilmesine de yardımcı olabilir. Atlanta’daki Ulusal Vatandaşlık ve İnsan Hakları Merkezinde, katılımcıların ırkçı hakaret ve tehditlere maruz kalma deneyimini yaşadığı bir sergi var. Sadece seslerin kullanıldığı sergi, bu teknolojinin potansiyeli hakkında fikir veriyor: Daha fazla sayıda insanın, böyle bir deneyimi görme ve dokunma duyularını da kapsayacak şekilde yaşaması durumunda, metaverse insanların marjinalleştirilmiş gruplarla empati kurmasını, sistemsel önyargının etkilerini anlamasını sağlayarak, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık davalarının ilerlemesine katkıda bulunabilir.

Metaverse, ayrıcalık sahibi şirket yöneticilerinin hayallerini süslemenin ötesindeki nedenlerle de haber değeri taşımalıdır. Tam anlamıyla hayata geçen bir metaverse, salt bir teknolojik inovasyon ve mühendislik harikası olmaktan çıkarak doğru uygulamalarla hep birlikte yaşadığımız gerçek dünyada iyilik için bir araca da dönüşebilir.  

Coverage

İNSAN-DOĞA-TEKNOLOJİ BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE YAŞANAN GELİŞMELERİ İZLEMEYE VE POZİTİF BİR BİRİKİM OLUŞTURMAYA ÇABALIYORUZ.

Yorum yaz

Yorum yazmak için buraya tıklayınız